SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1039 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

101 - (1039) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا المغيرة (يعني الحزامي) عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "ليس المسكين بهذا الطواف الذي يطوف على الناس. فترده اللقمة واللقمتان. والتمرة والتمرتان". قالوا: فما المسكين ؟ يا رسول الله ! قال "الذي لا يجد غنى يغنيه. ولا  يفطن له، فيتصدق عليه. ولا  يسأل الناس شيئا".

 

[ش (ليس المسكين بهذا الطواف) معناه المسكين الكامل المسكنة الذي هو أحق بالصدقة وأحوج إليها ليس هو هذا الطواف، بل هو الذي لا يجد غنى يغنيه ولا  يفطن له ولا  يسأل الناس. وليس معناه نفي أصل المسكنة عن الطواف، بل معناه نفي كمال المسكنة. (فما المسكين) هكذا هو في الأصول كلها: فما المسكين. وهو صحيح. لأن ما تأتي كثيرا لصفات من يعقل. كقوله تعالى: فانكحوا ما طاب لكم من النساء].

 

{101}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Mugîre yâ'ni El-Hizâmî, Ebu'z-Zinâd'dan, o da El-A'rec'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Miskin: Şu, âlemin âlemin kapılarında dolaşan ve bir iki lokma (ekmek) bir iki kuru hurma ile baştan savulan (dilenci) değildir.» buyurmuşlar. Ashâb:

 

  «O hâlde miskin kimdir, Yâ Resûlallah?- diye sormuşlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Miskin, kendini geçindirecek bir şey bulamıyan, hâlini anlayıp ta kendisine sadaka veren bulunmayan ve âlemden bir şey istemiyen kimsedir.» buyurmuşlar.

 

 

102 - (1039) حدثنا يحيى بن أيوب وقتيبة بن سعيد. قال ابن أيوب: حدثنا إسماعيل (وهو ابن جعفر) أخبرني شريك عن عطاء ابن يسار مولى ميمونة، عن أبي هريرة ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال

 "ليس المسكين بالذي ترده التمرة والتمرتان. ولا  اللقمة واللقمتان. إنما المسكين المتعفف. اقرؤا إن شئتم: لا يسألون الناس إلحافا "[2/ البقرة / الآية 273].

 

{102}

Bize Yahya b Eyyûb ile Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler, ibni Eyyûb (Dediki): Bize îsmâil yâni İbni Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Şerîk, Meymûne'nin azatlısı Atâ' b. Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'-

 

«Miskin; bir veya iki hurma, bir veya iki lokma ile baştan savılan (dilenci) değildir. Miskin ancak iffet ve nezâheti (fakîr)'dir. İsterseniz: (Âlemden ısrarla istemezler [ Bakara 273 ].) âyetini okuyun.» buyurmuşlar.

 

 

(1039) وحدثنيه أبو بكر بن إسحاق. حدثنا ابن أبي مريم. أخبرنا محمد بن جعفر. أخبرني شريك. أخبرني عطاء بن يسار وعبدالرحمن بن أبي عمرة ؛ أنهما سمعا أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث إسماعيل.

 

{…}

Bana, bu hadîsi Ebû Bekir b. İshâk da rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Ebi Meryem rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer haber verdi. (Dediki): Bana Şerîk haber verdi. (Dediki): Bana Ata' b. Yesâr ile Abdurrahmân b. Ebi Amra haber verdiler. Onlar da Ebû Hureyre'yi şöyle derken işitmişler:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki...»

 

Râvî, İsmail'in hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari «Zekat» bahsinde tahric etmiştir.

 

Miskin: Fakir, demektir.

 

Hadis-i şeriften murâd şudur: Sadakaya muhtaç olan hakiki fakir kapı kapı dolaşıp dilenen kimse değil, yiyecek bulamayan, halini kimseye arzetmediği için kimseden en ufak bir yardım görmeyen afif ve nezih fakirdir. Yani Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hadisi ile kapılarda dolaşan dilencilerin fakir sayılmayacağını değil, onların tam manâsıyla fakir sayılmadıklarını beyân buyurmuştur.

 

Ulemâ miskinle fakirin tarifinde ihtilâf etmişlerdir. Yûnus'a göre fakir: Yiyeceği bulunan yoksuldur. Miskin ise: hiç bir şey'i olmayan, demektir.

 

îbni Arafe fakiri «muhtaç diye tarif etmiş, miskin için ise: «Fakirlik kendisini perişan etmiş olan kimsedir.» demiştir.

 

îmam Şafiî (Rahimehullah): «Fakir: Geçinecek san'atı olmayan yahut ihtiyâcını giderecek san'atı bulunmayan kimsedir. Miskin ise: İhtiyâcına yarayan bir san'atı olupta onunla geçinemeyen ve çoluk çocuğu bulunmayandır.» demiştir.

 

Ebû Ömer îbni Abdilber, Mâlikiyye ulemâsından naklen bu iki kelimenin müteradif olduğunu söylemiş ve: «Maamâfih bunların ayrı ayrı mânâlara geldiği de rivayet olunmuştur.» demiştir.

 

îbni Vehb'in rivayetine göre fakir: Nezâhet gösterip dilenmeyen; miskin ise: Dilenen yoksuldur. Bunun aksini söyliyenîer de vardır. Hattâ fakirin kötürüm, miskinin sağlam mânâsına geldiğini ve bunun aksini iddia edenler bile olmuştur.